Kıdem tazminatında tavan sınır uygulamasına son verilmelidir.

1475 sayılı yasanın 14. maddesine göre ‘ Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:

1. İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,

2. İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca,

3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle,

4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;

5. 506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.

İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler gözönüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. (DEĞİŞİK İBARE RGT: 08.05.1981 RG NO: 17334 KANUN NO: 2457/1) (KOD 3) 12/07/1975 tarihinden, itibaren işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarından her iki işveren sorumludur. Ancak, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. (DEĞİŞİK İBARE RGT: 08.05.1981 RG NO: 17334 KANUN NO: 2457/1) (KOD 3) 12/07/1975 tarihinden evvel işyeri devrolmuş veya herhangi bir suretle el değiştirmişse devir mukavelesinde aksine bir hüküm yoksa işlemiş kıdem tazminatlarından yeni işveren sorumludur.

İşçinin birinci bendin 4 üncü fıkrası hükmünden faydalanabilmesi için aylık veya toptan ödemeye hak kazanmış bulunduğunu ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için yaşlılık sigortası bakımından bağlı bulunduğu kuruma veya sandığa müracaat etmiş olduğunu belgelemesi şarttır. İşçinin ölümü halinde bu şart aranmaz.

T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenir.

Yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarında işçinin hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet süreleri kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmaz.

Ancak, bu tazminatın T.C. Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmet süresine ait kısmı için ödenecek miktar, yaşlılık veya malullük aylığının başlangıç tarihinde T.C. Emekli Sandığı Kanununun yürürlükteki hükümlerine göre emeklilik ikramiyesi için öngörülen miktardan fazla olamaz.

Bu maddede geçen kamu kuruluşları deyimi, genel, katma ve özel bütçeli idareler ile 468 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde sayılan kurumları kapsar.

Aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı veya ikramiye ödenmez.

Kıdem tazminatının hesaplanması, son ücret üzerinden yapılır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulur.

Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, tazminata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 30.07.1983 RG NO: 18120 KANUN NO: 2869/3) (KOD 5)
(DEĞİŞİK İBARE RGT: 15.08.2002 RG NO: 24847 KANUN NO: 4773/3) (KOD 6) 13 üncü maddesinde sözü geçen tazminat ile bu maddede yer alan kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında 26 ncı maddenin birinci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatler de gözönünde tutulur. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hakim gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder. İşçinin mevzuattan doğan diğer hakları saklıdır.

Bu maddede belirtilen kıdem tazminatı ile ilgili 30 günlük süre hizmet akidleri veya toplu iş sözleşmeleri ile işçi lehine değiştirilebilir.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 11.12.1982 RG NO: 17895 KANUN NO: 2762/1) (KOD 4)
Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleriyle belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez.

İşçinin ölümü halinde yukarıdaki hükümlere göre doğan tazminat tutarı, kanuni mirasçılarına ödenir….’ şeklindedir. 

12 Eylül askeri yönetimi 25.8.1971 tarihli 1475 sayılı yasada yapılan değişiklikle işçilerin hak ettiği kıdem tazminatını yüksek bulmuş ve kıdem tazminatına üst sınır getirmiştir.  İlk önce bu sınır asgari ücretin 7.5 katı idi. 11.12.1982 günü kaldırılan yasal düzenleme ‘ Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleri ile belirtilen sürelerle hesap edilen kıdem tazminatının yıllık miktarı, 1475 sayılı İş Kanununa göre tespit edilmiş bulunan günlük asgari ücretin 30 günlük tutarının 7,5 katından fazla olamaz’ şeklindeydi. Bu sınır asgari ücretin 7.5 katı iken 12 Eylül askeri yönetimi değişikliğe giderek 11.12.1982 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan değişikle kıdem tazminatı tavanını en yüksek devlet memuruna ( müsteşar) bir hizmet yılı için ödenecek ikramiye sınırı olarak güncellemiştir. Yani 12 Eylül askeri yönetiminin ilk yasal düzenlemesi geçerli olsaydı bugün itibarı ile kıdem tazminatı tavanı asgari ücret brütü 1.071 (Brüt) X 7.5 katı = 8.032,50 TL olacaktı. Fakat bugünkü kıdem tazminatı tavanı Brüt 3.438,22 TL aylık net ücreti ise 2.500 TL civarındadır.  Kıdem tavanı getirilmesi ve hemen sonra da tavan miktarının düşürülmesi 12 Eylül yönetiminin işçilere darbesi ağır olmuştur. 12 Eylül ile samimi olarak hesaplaşılacaksa kıdem tazminatı tavan uygulamasının kaldırılması gerekir. Kıdem tazminatı tavanı ; bu anlamda bir turnusol işlevini görmektedir.

 Yıllara göre kıdem tazminatı tavanı aşağıdaki gibidir. Bu rakamlar net olmayıp brüttür. 

01.01.2014 – 30.06.2014

3.438,22  

 01.07.2013 – 31.12.2013

3.254,44  

 01.01.2013 – 30.06.2013

3.129,25  

 01.07.2012 – 31.12.2012

3.033,98  

 01.01.2012 – 30.06.2012

2.917,27  

 01.07.2011 – 31.12.2011

2.731,85  

 01.01.2011 – 30.06.2011

2.623,23  

 01.07.2010 – 31.12.2010

2.517,01

Kıdem tazminatının düşürülmesi ile sonuçlanan tavan uygulaması 12 eylül askeri yönetimi artığı olup kapitalist ekonominin gereğidir. Beyaz yakalı, mavi yakalı çalışanların ya da emeklilik çağına gelmiş kalifiye çalışanların,nitelikli iş gücünün kıdem tazminat hakkına sınır getiren bu uygulamanın sona ermesi ya da eskisi gibi 7.5 katı olması için yasal düzenleme yapılmalıdır. Son olarak belirtmek gerekir ki tavan sınır uygulaması kıdem tazminatı ile sınırlı olup ihbar tazminatı, fazla mesai,izin ücretleri için sözkonusu değildir.  TC Anayasasını 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti sosyal hukuk devletidir. Sosyal devlet güçsüz işçinin yanında olmayı gerektir; karşısında olmayı değil. Bu nedenle tavan uygulaması Anayasanın başlangıç maddesindeki sosyal hukuk devleti olması ilkesine aykırıdır. 

BU NEDENLE KIDEM TAZMİNAT HAKKINA SINIR GETİREN TAVAN SINIR UYGULAMASININ SONA ERMESİ YA DA EN AZINDAN SINIRIN ESKİSİ GİBİ ASGARİ ÜCRETİN 7.5 KATI OLMASI İÇİN YASAL DÜZENLEME YAPILMASI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUZ. Bu çağrımıza bir ses de siz verin. 16.5.2014
AV.TEVRAT DURAN

Tavsiye Edilen Yazılar

2 Yorumlar

  1. Sayın DURAN yapmış olduğunuz tespitlere ve bu konuya gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim. Bir kamu kuruluşunda işçi olarak çalışmaktayım ve makalenizde bahsettiğiniz mağduriyetin hangi boyutlara ulaştığını bir örnekle desteklemek isterim: Giydirilmiş (sosyal yardım, ikramiye vs.) aylık ücreti Brüt 5.800-TL civarında olan bir çalışan tavan uygulaması yüzünden ortalama 2.500-TL hak kaybına uğramaktadır. Bu işçinin 20 yıllık hizmet süresi olduğunu var sayarsak yıllar içinde emeğinden biriken hakkın nasıl gasp edildiği ortadadır.
    Yaşanan bir maduriyet de gelir vergisi zulmüdür. Brüt kazanç üzerinden yapılan Gelir Vergisi uygulaması nedeniyle ocak ayı maaşı ile aralık ayı maaşı arasında 500-TL NET fark yaratan zalim bir vergisi sistemi uygulanmaktadır. Söz konusu uygulama ile orta ölçekli bir KOBİ seviyesinde (belki daha fazla) vergi ödemek zorunda kalmaktadır. Bu kesintiler sonucu emeklilik maaşını yüksek alacağını düşünen işçileri ise başka bir süpriz bekliyor: Aylık Bağlama Oranı..
    Emeklilikte Yaşa Takılanlar grubunun haklı mücadelesine benzer bir çalışmanın sendikalar tarafından tüm işçi sınıfını ilgilendiren maduriyetleri gidermek için yapılması gerekmektedir. Tabii ki deleğe avcılığı ile kongreden kongreye ortaya çıkan sendika yöneticiliğini bir tarafa bırakmak gerek..
    Çalışmalarınızda başarılar dilerim..


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir