İşçi ya da işverenin iş ilişkisini fesh için haklı sebebi varsa bunu 6 işgünü içinde kullanmalıdır.

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/6797
Karar: 2015/12506
Karar Tarihi: 31.03.2015
İŞÇİLİK ALACAKLARI DAVASI – İŞÇİNİN YILLIK İZNE AYRILDIKTAN SONRA YENİ İŞYERİNDE ÇALIŞMAYA BAŞLAMASININ YILLIK İZİNDEYKEN ÇALIŞMAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRI OLDUĞU – DAVACININ BAKİYE DOKUZ GÜNLÜK YILLIK ÜCRETLİ İZİN ALACAĞININ HÜKÜM ALTINA ALINMASI GEREKTİĞİ
ÖZET: Davacı işçinin 10.03.2009 tarihinde yıllık izne ayrıldıktan sonra 18.03.2009 tarihinde yeni bir işyerinde çalışmaya başlaması yıllık izindeyken çalışmama yükümlülüğüne aykırıdır. Davalı işverence bu nedenle yapılmış bir fesih bulunmamaktadır. Davacının davalı işyerindeki kıdemi 11.04.2006-17.04.2009 tarihleri arasında olup 3 yıl 7 gündür. Buna göre işçinin hak kazandığı yıllık izin süresi 42 gün olup işverence 33 gün yıllık izin kullandırılmıştır. Davacının bakiye 9 günlük yıllık ücretli izin alacağının hüküm altına alınması gerekirken reddi isabetsizdir.
(4857 S. K. m. 24, 25, 26) (9 HD. 15.02.2010 T. 2008/16869 E. 2010/3345 K.) (9 HD. 02.02.2009 T. 2008/9790 E. 2009/1003 K.)
Dava: Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile gece zammı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi C. Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Yargıtay Kararı:
A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, davalı işyerinde tanker şoförü olarak 11.04.2006-17.04.2009 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, gece zammı, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davacının iş sözleşmesinin araç kullanırken cep telefonu ile konuşması nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, yıllık izinlerini kullandığını, asgari ücretle çalıştığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini feshetmekte haklı olduğu, davacının yıllık izinlerini kullanırken başka bir işyerinde çalışmaya başladığından yıllık izin alacağı talep edemeyeceğini, gece zammı alacağı bulunmadığı, fazla çalışma, hafta ve genel tatil çalışması yaptığı halde karşılığının ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz: Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş sözleşmesinin hak düşürücü süre içinde feshedilip feshedilmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 İş Kanununun 26 ncı maddesinde, fesih nedeninin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanununda, işçinin maddi çıkar sağlamış olması halinde bir yıllık sürenin işlemeyeceği öngörülmüştür. O halde, haklı feshe neden olan olayda işçinin maddi bir menfaati olmuşsa, altı işgününe riayet etmek koşuluyla olayın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin işverenin haklı fesih imkanı vardır.
Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün altı iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur. Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.
Haklı fesih nedeninin devamlı olması durumunda hak düşürücü süre işlemez (Yargıtay 9.HD. 15.2.2010 gün, 2008/16869 E, 2010/3345 K). Örneğin, ücreti ödenmeyen işçi ödeme yapılmadığı sürece her zaman haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebilir. Bu örnekte işçi açısından haklı fesih nedeni her an devam etmektedir. Ancak işçinin daimi olarak bir başka göreve atanması veya iş şartlarının esaslı şekilde ağırlaştırılması halinde, bu değişikliğin sonuçları sürekli gibi görünse de işlem anlıktır. Buna göre sözleşmesini feshetmeyi düşünen işçinin bunu altı işgünü içinde işverene bildirmesi gerekir. Yine işyerinde işi yavaşlatma ve üretimi düşürme eyleminin süreklilik göstermesi durumunda, altı iş günlük süre eylemin bittiği tarihten başlar.
İşçinin ücretinin ödenmemesi temadi eden bir durum olmakla birlikte fesih hakkı ödemenin yapıldığı ana kadar kullanılabilir. Aksi halde Yasanın 24/III-e maddesinde öngörülen neden ortadan kalkmış olur. Fesih iradesinin altı iş günü içinde açıklanması yeterli olup, bu süre içinde tebligatın muhatabına ulaşmış olması şart değildir
4857 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinde öngörülen altı işgünlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkanını ortadan kaldırır. Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hakim resen dikkate almak zorundadır.
Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur.
Yukarıda değinilen altı iş günlük ve bir yıllık hak düşürücü süreler, işçi açısından 24/II madde, işveren açısından ise 25/II maddede belirtilen sebeplere dayanan fesihler yönünden aranmalıdır. Bu itibarla, geçerli nedene dayanan fesih durumlarında, 26 ncı maddede öngörülen hak düşürücü süreler işlemez. Dairemizin istikrar kazanmış uygulaması bu yönde olup, geçerli nedene dayanılarak yapılan fesihlerde belirtilen hak düşürücü sürelerin yerine “makul süre” içinde sözleşmenin feshedilebileceğini kabul etmektedir (Yargıtay 9. HD. 2.2.2009 gün 2008/9790 E. 2009/1003 K.).
Somut olayda davalı Orpet firması dava dışı Shell Gas firması tarafından bayilerine satılan LPG’nin taşıma işini yapmaktadır. Davacının lpg tanker şoförü olarak çalışırken 09.03.2009 tarihinde dava dışı Shell Gas firması yetkilileri tarafından araç kullandığı esnada cep telefonu ile konuştuğu tespit edilmiş ve 10.03.2009 tarihinde bu durum davalı şirkete bildirilmiştir. Dosya içindeki işçiye tebliğ edilen işyeri kuralları ve bunlara aykırı davranılması halinde uygulanacak müeyyidelere ilişkin belgelere göre araç kullanırken cep telefonu ile konuşmanın cezası işten çıkartılma olarak düzenlenmiştir. Davacının lpg taşıyan tanker şoförü olarak araç kullanırken cep telefonu ile konuşması davalı işverene İK 25/II-ı maddesi uyarınca iş güvenliğini tehlikeye düşürme nedeniyle iş sözleşmesini haklı fesih imkanı vermektedir. Ancak davalı işveren İK 25/II maddesi uyarınca haklı nedenle iş sözleşmesini feshederken İK 26. maddesindeki 6 iş günlük ve bir yıllık sürelere riayet etmek zorundadır.
Davalı işveren haklı feshe konu olayı 10.03.2009 tarihinde öğrenmiştir. Aynı gün işçiyi 17.04.2009 tarihine kadar izne çıkarmış ve izin dönüşü işten çıkartacağını işçiye şifai olarak söylemiştir. Davalı işveren tarafından 10.03.2009 tarihinde yapılan usulüne uygun bir fesih bildirimi yoktur. Davalı işveren fesih bildirimini 17.04.2009 tarihinde yazılı olarak izin dönüşünde yapmıştır. Bu fesih bildiriminde yeni iş bulduğu nedenine dayanmamıştır. İzine ayırmada derhal fesih hakkını kullanmamıştır. Ayrıca izine gönderme hak düşürücü süreyi etkilemez.
Davalı işveren yukarıda belirtildiği üzere İK 26. maddesinde düzenlenen alt iş günlük hak düşürücü süreyi kaçırmıştır. Bu süre geçtikten sonra işverence yapılan fesih haksızdır. Mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alınması gerekirken reddi isabetsizdir.
3- Davacı işçinin 10.03.2009 tarihinde yıllık izne ayrıldıktan sonra 18.03.2009 tarihinde yeni bir işyerinde çalışmaya başlaması yıllık izindeyken çalışmama yükümlülüğüne aykırıdır. Davalı işverence bu nedenle yapılmış bir fesih bulunmamaktadır. Davacının davalı işyerindeki kıdemi 11.04.2006-17.04.2009 tarihleri arasında olup 3 yıl 7 gündür. Buna göre işçinin hak kazandığı yıllık izin süresi 42 gün olup işverence 33 gün yıllık izin kullandırılmıştır. Davacının bakiye 9 günlük yıllık ücretli izin alacağının hüküm altına alınması gerekirken reddi isabetsizdir.
F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 31.03.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)
(KAYNAK: Av. Özkan ERTEKİN)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Tavsiye Edilen Yazılar

Henüz yorum yapılmamış, sesinizi aşağıya ekleyin!


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir